12.8.11

Nasıl Bir CHP?

İlkokulda Altı Parmak Ali dediğimiz bir çocuk vardı. Sağ elinde iki tane başparmağı vardı. Daha doğrusu başparmak, bir noktadan sonra ikiye ayrılıyordu. Çok iyi voleybol oynardı Ali, herkesten daha iyi smaç vurur, kurtarılmayacak topları kurtarırdı. Bu başparmak arızası, eminim hayatta ona pek çok zorluk çıkarmıştır, özellikle kalem tutmakta bayağı zorlandığını hatırlıyorum. Ama, tuhaftır, voleybolda işe yarıyordu.

Altı parmak durumu Ali’ye özgü olmasa gerek. Soyadı Altıparmak olan insanlar var, eski futbolcu Ogün Altıparmak mesela. Ogün’de olmasa da, babasında ya da atalarından birinde gerçekten altı parmak vardı büyük ihtimal.

Neyse, bir gün eve dönerken Altı Parmak Ali’yle birlikte yürüyorduk, ilkokulun son yılıydı galiba. Uzun ve dik bir merdivenin önüne geldik. Alternatif olarak daha yumuşak yokuşlu bir yol da vardı. Ama ben merdivene yöneldim. “Sen kendini zorlamasan iyi olur” dedi Ali. “Neden?” dedim. “Sende kalp pili var ya!” dedi.

Kalp pili mi? Yok, daha neler.

Sonradan aklıma geldi, ben daha birinci ya da ikinci sınıftayken öyle bir palavra atmıştım. Önceki gün televizyonda görmüştüm, kalp pili takılan bir adam vardı. Acayip ilgimi çekmişti. Sonraki gün de, “bende kalp pili var” diye sallamıştım bir grup çocuğa. Ali de aralarındaydı demek.

Ali’ye de söyledim o gün palavra attığımı. Yüzünde derin bir hayalkırıklığı ifadesi oluştu. Bana ihtimam gösterirdi Ali, başkalarıyla ileri geri konuşur, dalaşır, ama bana hep saygılı ve nazik davranırdı. Belki bana karşı bütün davranışını bu kalp pili palavrası belirlemişti. Bunca yıldır bana her baktığında, kalp pili taşıyan cılız ve hasta bir çocuk görmüştü. Belki o yüzden hep beni kollama gereği duymuştu. Kendi çift başparmağıyla benim kalp pilim arasında bir özdeşlik kurmuş olması, bu yüzden beni kendine özellikle yakın hissetmiş olması da mümkün. İşte o hayalkırıklığı dolu bakışın içinde, bir şeylerin yıkılışı da vardı. O günden sonra pek samimi değildik artık.

Ben ise öyle bir yalan attığımı unutmuştum bile. Ama bu yalan belki Ali’nin gözünde olduğu gibi başka çocuklarının gözünde de beni başka bir yere yerleştirmişti. Belki benim arkamdan kendi aralarında “biliyor musun onda kalp pili varmış” diye konuşmuşlardı. Hatta bu durum benim topluluk içindeki konumumu değiştirmiş, kişiliğimi belli bir yönde etkilemiş bile olabilir. Ne tuhaf!

Buradan, bir şekilde, “nasıl bir CHP” sorunsalına bağlarım diye düşünüyordum ama bir ağırlık çöktü, korkarım yapamayacağım. Başka bir sefere artık.